31 Mayıs 2013 Cuma


İpotekli ihtiyaç kredisi, ihtiyaç kredisinin bir türüdür. Sahip olunan gayrımenkul ipotek gösterilerek karşılığında nakit alınır.

Sahip olunan gayrımenkul ipotek gösterilerek karşılığında nakit alınır. Gayrimenkul kredi alacak kişi adına veya bir yakını adına olabilir. Gayrimenkülün ekspertiz değerinin %50 ile %75'sine kadar kredi kullanılabilir.

İpotekli ihtiyaç kredisi, ihtiyaç kredisinin bir türüdür. Ancak vadeler ihtiyaç kredisinden daha uzundur. Bankadan bankaya değişmekle beraber vadeler 240 aya kadar uzayabilir.

Faktoring, vadeli satış yapan firmaların her türlü mal ve hizmet satışından doğan alacak haklarını faktor adı verilen finansal kurluşlara devretmek suretiyle kısa vadeli kaynak sağladıkları finansman tekniğidir.

Faktoring, faktoring  şirketi ile ticari borçlular (Alıcılar) ve mal satan veya hizmet arz eden bir ticari işletme (Satıcı) arasında gerçekleştirilen bir işlemdir.

Faturaya dayalı, mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak alacakların (fatura mesnetli) faktoring şirketine temlik edilmesi, faktor tarafından bu alacakların takip ve tahsil edilmesi, sunulan hizmet türüne bağlı olarak alacağın ödenmeme riskinin üstlenilmesi, bu alacaklar ile ilgili kayıtların tutulması, temlik alınan alacaklar karşılığında belirli bir oranda peşin ödemede bulunarak finansal hizmetler sunulması esasına dayanmaktadır.

Daha genel tanımı ile faktoring, mal ve hizmet satışından doğan veya doğacak kısa vadeli faturaya dayalı alacakların faktoring şirketlerine devredilmesi yoluyla karşılığında finansman, garanti ve tahsilat hizmetlerinden yararlanılması şeklinde özetlenebilir. Alacakların yönetimi şeklinde de tanımlanabilen faktoring,

  ·    Finansman,
  ·    Garanti,
  ·    Tahsilat Hizmetleri

sunulan finansal bir üründür.
 

Tarihçe

Dünya tarihinde ilk bilinen faktoring uygulaması M.Ö 4000 yılında Mezopotamya´da görülmüştür. İktisat tarihinde ise Alman bankerler tarafından deniz aşırı ticaretlerde kullanılmıştır. M.S ise özellikle tekstil sektörünün geliştiği 18.yüzyılda günümüzdeki faktoring uygulamasına çok benzeyen bir uygulama başlatılmıştır. “House of factors” adı altında kurulan bu kuruluş kolonilerden gelen malların stoklanmasını finanse ederek günümüz faktoring sektörünün temellerini atmıştır.


Türkiye´de Faktoring

Türkiye’de 1980’den itibaren uygulanmakta olan, ekonominin dışa açılmasına ve dış fon girişlerinin hızlandırılmasına yönelik politikanın gereği olarak, bankalar ortaya çıkan ihtiyaçlar çerçevesinde şirketlere yeni finansal hizmetler sunmak amacıyla girişimlerde bulunmaya başlamışlardır. Bu koşullar Türkiye’de factoring için uygun bir ortam oluşmasını sağlamıştır.

Türkiye’de factoring ilk kez 1988 yılında gerçekleştirilmiştir. Uygulama tekstil, gıda, elektronik eşya, metal ürünler, mobilya, ilaç, oyuncak, kırtasiye, kimyasal ürünler, hammaddeler gibi ürünler için gerçekleşmektedir.

Ülke paralarının birbiriyle takas edildiği genel piyasanın adıdır. Forex, kısaltılmış hali ola
n FX, İngilizce Foreign Exchange kelimelerinin ilk hecelerinden oluşur ve finans piyasalarının en hızlı gelişen, en yüksek hacimli sektörü haline gelmiştir. Günlük 5,5 trilyon dolar işlem hacmiyle dünyanın en büyük ve en hızlı gelişen finans piyasası olmasının altında hiç kuşkusuz kitlelerin yoğun ilgisi yatmaktadır.

Forex piyasası nerededir?
İMKB, New York, Londra gibi bilinen borsalardan bağımsız olarak Forex spot piyasasının fiziksel bir konumu ya da bir merkezi yoktur. Forex piyasası “tezgah üstü piyasa” diye tabir edilen (Over-the-Counter – OTC) ve kitlelerin katılımına istinaden bankalar arası işlemlerle bağımsız fiyat hareketlerine sahip bir piyasadır. Tüm piyasa katılımcıları internet ağı ile bu piyasaya dahil olup diledikleri yerde ticaret yapabilir.

Forex Piyasasında sadece döviz işlemi mi yapılıyor?
Hayır. Döviz (parite) haricinde; varil bazında Petrol, ons bazında Altın, Gümüş, diğer kıymetli madenler, dünya borsalarına ait endeksler ve birçok emtiada yüzlerce enstrümanı kullanarak spot işlemler yapabilirsiniz.

Forex piyasasının işlem hacmi nedir?

Forex piyasası işlem hacmi bakımından dünyanın en büyük finansal piyasasıdır. Örnek olması açısından New York borsasındaki günlük işlem hacmi 20 milyar Dolar civarında iken Forex piyasalarında günlük işlem hacmi 5,5 trilyon dolardır ve her geçen gün büyük bir hızla artmaktadır.

Forex Piyasasının diğer yatırım piyasalarına göre avantajları nelerdir?

a. Forex piyasasını diğer piyasalardan ayıran en temel özelliği kaldıraç sistemidir. Aracı kurumun sağladığı likidite imkanlarından faydalanarak mevcut teminatınızın 100 katına kadar işlem büyükleri kullanabilirsiniz. Ancak yüksek kaldıraç imkanının hem kar, hem zarar yönünde aynı yüksek etkiye sahip olacağı unutulmamalıdır.

b. Forex piyasasında açılan her pozisyon için kar alma ve zarar kesme noktaları serbestçe tanımlanıp piyasada yer alma aralığı belirlenebilir. Böylece pozisyonun sınır tanımlamaları net olarak verilebilir.

c. Açık işleminiz zarara uğrasa dahi; sermayeniz, sisteme önceden vermiş olduğunuz teminat bedeli kadar zarara uğrar. Böylece zarardaki pozisyonunuz, hesabınızdaki parayı eksi (-) balansa düşürerek sizi borçlandırmaz.

d. Diğer yatırım piyasalarında günün belirli saatlerinde işlem yapılmaktadır. Forex’de ise haftanın 5 günü 24 saat hiç kapanış yapmayan bir piyasada gece/gündüz işlem yapabilirsiniz.

e. İşlemcilerin ve işlem hacminin düşük olduğu piyasalar rahatlıkla manipüle edilebilir. Ancak Japonya, Asya, Avrupa ve Amerika başta olmak üzere, dünya üzerindeki FX yatırımcılarının sayısı ve günlük 5,5 Trilyon Dolar işlem hacmi FX piyasasında manipülasyonu imkansız hale getirmektedir.

f. Forex piyasası, dünyanın en likit piyasasıdır.

Forex piyasalarında başarılı olmak için ne yapmalıyım?
Uzmanların hemen hepsi başarı için gereken minimum bileşenler konusunda aynı fikirdedir:
İyi bir teknik eğitim ve yatırım disiplinine sahip olmalısınız. Piyasa hareketlerinin temel nedenlerini iyi kavramalısınız. İşlem yapmanın psikolojik yönünü iyi bilmeli, ciddi bir psikolojik kontrole ve disipline sahip olmalısınız. Özellikle işlem disiplini yatırım başarısı için oldukça önemli bir kuraldır. Genel olarak işlem disiplini; açılan herhangi bir pozisyon için uygulanan tüm kuralların gelecekteki bütün pozisyonlar için istisnasız uygulanmasıdır.

Forex’te manipülasyon yapılabilir mi?
Günlük çok yüksek işlem hacmi nedeniyle Forex piyasasının manipüle edilmesi olanaksızdır.

Piyasayı nasıl izleyebilirim?
Aracı kurumunuzun size sunmuş olduğu gerçek zamanlı işlem platformu aracılığı ile piyasayı dilediğiniz zaman izleyebilir, analiz yapabilir ve pozisyon açabilirsiniz.

Forex Piyasaları hangi günler ve hangi saatler arası açıktır?
Forex piyasalarında hafta içi her gün, günün 24 saati işlem yapılabilmektedir. Pazar günü Türkiye saati ile gece yarısı, Yeni Zelanda piyasası açılış yaptıktan sonra sırasıyla, Avustralya, Tokyo, Hong Kong, Singapur ve Dubai piyasaları açılır. Sabah saatlerinde bu ülkelerin piyasalarının kapanmasına yakın saatlerde Avrupa piyasaları açılmaya başlar. ABD piyasasının açılış saati Türkiye saati ile 15.30'dur. ABD piyasası bizim saatimiz ile gece 23:00'e kadar işlem görür. Ardından yine Yeni Zelanda piyasası açılır. Cuma gecesi ABD piyasasının kapanmasıyla Forex piyasaları tatile girer.
Döviz piyasalarına yön veren verilerin büyük bir çoğunluğu ABD’den gelmektedir. Bu nedenle genellikle öğleden sonra ABD piyasasının açılış yapmasıyla birlikte piyasalarda bir hareketlilik oluşur.



Forex piyasanın katılımcıları kimlerdir?
Forex piyasasının ana katılımcıları bankalar ve aracı şirketlerdir. Bireysel ya da kurumsal oyuncular, broker şirketler aracılığı ile piyasada işlem yapabilirler. Broker şirketleri kendi müşterilerinin alım/satım isteklerini yerine getirir.

Forex’te hangi para birimleri ile işlemler yapılır?
En çok işlem yapılan para birimleri, bunlara ilişkin kısaltmalar ve bu para birimleri için kullanılan takma isimler aşağıda verilmektedir:



Kotasyon nedir?
Kotasyon, bir döviz paritesine ilişkin piyasa yapıcının bildirdiği fiyat çiftidir. Kotasyonda bildirilen döviz çifti içindeki birinci dövize “baz döviz” (base), ikincisine “karşıt döviz” denir. Kotasyonun EUR/USD için verildiğini düşünelim. Bu durumda baz döviz euro, karşıt döviz ise Amerikan Doları’dır.

“Alış Fiyatı” (bid), “Satış Fiyatı” (ask) terimleri ne anlama geliyor?
Forex’te bu terimler işlem yapan oyuncuya göre değil, işlemi gerçekleştiren aracı kuruma göre anlamlandırılmaktadır. Alış fiyatı (Bid): Aracı şirketinizin almaya razı olduğu fiyattır. Yani sizin açınızdan bakarsak bu sizin satış yapabileceğiniz fiyattır. Satış fiyatı (Ask): Aracı şirketinizin satmaya razı olduğu fiyattır. Yani sizin açınızdan bakarsak bu sizin alış yapabileceğiniz fiyattır.

Spread nedir?
Yatırımcı döviz çiftini tam olarak piyasa değeriyle alıp satmaz. Döviz çifti için iki fiyat verilir: Satış (bid ya da sell) ve Alış (ask / ya da buy). Bu iki fiyat arasındaki farka “spread” (kur farkı / makas) denir.
Aracı kurumun kârı, alış ve satış fiyatları arasındaki farktır (spread). Yeni bir pozisyon açtığımızda işleme, spread kadar zararla başlarız. Bu kavram herhangi bir döviz bürosunun alım satım farkı uygulamasından farklı değildir.

Lot nedir?
Forex piyasalarında işlem birimi olarak LOT kullanılır. Standart lot büyüklüğü 100.000 birimdir. 100.000 birim çoğunlukla 100K olarak kısaltılmaktadır. Bunun bir alt birimi olan mini lot 10.000 birimlik (10K) bir büyüklüğü ifade eder. Mini lotun da altında bir birim olan mikro lot kavramı ise 1.000 birimlik işlemi temsil etmektedir. GCM İşlem platformları ile minimum 1 mikro lot (1.000) birim büyüklükteki işlemleri gerçekleştirebilirsiniz.

Pip nedir?
Herhangi bir enstrümanın fiyat düzleminde ilerleyebileceği en küçük fiyat birimine “pip” denir. Pip, “Price Interest Point” sözcüklerinin baş harflerinden kısaltılmıştır.

Kaldıraç nedir?
Kaldıraç, İngilizce karşılığıyla “leverage”, sahip olduğunuz anaparanın daha üstünde finansal işlemler gerçekleştirmenizi sağlayan bir mekanizmadır. Kaldıraçlı işlemler kaldıraçsız işlemlere göre daha yüksek risk içerdiğinden, Forex yatırımcılarının kaldıraç konusunda iyi bilgilendirilmeleri ve kazanç imkanları kadar risklerini de bilmeleri gerekir. Kaldıraç ile risk birbiriyle ilişkilidir. Yüksek bir kaldıraç oranı hem kazanç hem de zarar miktarını artırabilir.

Zayıflama ilaçları gerçekten etkili mi? baslikli sayfadasiniz.Bu sayfada Zayıflama ilaçları gerçekten etkili mi? ile ilgili yazi bulunmaktadir.

Gerçekten de fazla kilolar kadınlarda hormonal dengeyi bozarak âdet düzensizliği, tüylenme artışı hatta kısırlığa da sebep olabilmektedir. Bunun dışında tüm insanlarda şeker hastalığı, yüksek kolesterol, kalp ve tansiyon hastalıkları, safra kesesi taşları hep fazla kilolarla ilgilidir ve şu da bir gerçektir ki, insan hayatını da kısaltmaktadır.


Genelde kısa sürede kilo verdireceğini vaat eden diyetler başarısız olmaktadır ve verilen kilolar fazlası ile geri alınmaktadır. Sağlıklı olanı haftada 1 kilo verebildiğiniz diyetlerdir. Bu yüzden kilo verme işini kısa bir zamana sığdımayıp bir doktor veya diyetisyen kontrolünde sabırlı ve dirayetli bir şekilde uygulamak en doğrusudur. Fakat maalesef zayıflama diyetine niyet eden insanların çok büyük bir kısmı bu diyeti ya ciddi bir şekilde uygulayamamakta veya yarıda bırakmaktadır. Gerçekten de eczanelerde hızlı bir şekilde kilo verdireceğini vaat eden birçok oldukça pahalı Zayıflama ilaçları satılmaktadır. Bu Zayıflama ilaçları`nın bir kısmı beyindeki acıkma merkezini etkileyerek iştahı kapatmakta bir kısmı da yemiş olduğunuz yiyeceklerin içindeki fazla kilolarınıza neden olan yağların emilmesini engellemektedir. Bu Zayıflama ilaçları`nı kullanırken hızlı ve sağlıklı kilo vermeniz için ayrıca size önerilen diyeti de yapmanız gerekecektir. Bizler bu tür zayıflama ilaçları`nı kiloları sağlığını tahdit eder duruma gelen ve diyet yapmada başarılı olamayan hastalara önermekteyiz ve genelde hastalar düzenli olarak zayıflamaktadırlar.



Zayıflama ilaçları ölüme yol açıyor!

Illinois eyaletinde yapılan araştırmalara göre, ABD’de yaygın olarak tüketilen Zayıflama ilaçları`nın çok da güvenli olmadığı ortaya çıktı.
Amerikalılar tarafından büyük ilgi gören zayıflama haplarındaki bazı maddelerin kalbe zararlı olduğu tespit edildi. 2004 yılında, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin (FDA) yaptığı araştırmalar sonucunda, bazı Zayıflama ilaçları`nın içerisinde Kafein ve Sitrus Uranyum maddelerinin bulunduğu belirlendi. Yetkililer, bu maddelerin birleşip kana karıştığında, kalp atışlarını hızlandırdığını ve hatta ölümlere yol açtığını ifade ediyor.
ABD’li bilim adamları ve doktorlar da, Zayıflama ilaçları`nın etkili olduğunu, ancak kalbe zararlı yan etkilerinin olduğu ve hatta ölümlere yol açtığı uyarısında bulunuyor.

Zayıflama ilaçları

Fazla kilolu olmak aslında tedavi edilmez ise gün geçtikçe kötüleşerek devam eden bir çeşit hastalıktır. Gerçekten de fazla kilolar kadınlarda hormonal dengeyi bozarak adet düzensizliği, tüylenme artışı hatta kısırlığa da sebep olabilmektedir. Bunun dışında tüm insanlarda şeker hastalığı, yüksek kolesterol, kalp ve tansiyon hastalıkları, safra kesesi taşları hep fazla kilolarla ilgilidir ve şu da bir gerçektir ki, insan hayatını da kısaltmaktadır. Genelde kısa sürede kilo verdireceğini vaat eden diyetler başarısız olmaktadır ve verilen kilolar fazlası ile geri alınmaktadır. Sağlıklı olanı haftada 1 kilo verebildiğiniz diyetlerdir. Bu yüzden kilo verme işini kısa bir zamana sığdırmayıp bir doktor veya diyetisyen kontrolünde sabırlı ve dirayetli bir şekilde uygulamak en doğrusudur. Fakat maalesef zayıflama diyetine niyet eden insanların çok büyük bir kısmı bu diyeti ya ciddi bir şekilde uygulayamamakta veye yarıda bırakmaktadır. Gerçekten de eczanelerde hızlı bir şekilde kilo verdireceğini vaat eden birçok oldukça pahalı zayıflama ilaçları satılmaktadır. Bu Zayıflama ilaçları`nın bir kısmı beyindeki acıkma merkezini etkileyerek iştahı kapatmakta bir kısmı da yemiş olduğunuz yiyeceklerin içindeki fazla kilolarınıza neden olan yağların emilmesini engellemektedir. Beyninizdeki acıkma merkezini etkileyen ilaçlar ile hızlı kilo vermeniz mümkün olabilmekte fakat bu ilaçların daha sonra bazı ciddi olabilecek yan etkileri ortayaya çıkabilmektedir. Sizin kullanmayı düşündüğünüz yağ emilimini azaltan Zayıflama ilaçları kana karışmadığı için fazla bir yan etkisi bildirilmemektedir. Bu zayıflama ilaçları`nı kullanırken hızlı ve sağlıklı kilo vermeniz için ayrıca size önerilen diyeti de yapmanız gerekecektir. Bizler bu tür zayıflama ilaçları`nı kiloları sağlığını tehdit eder duruma gelen ve diyet yapmada başarılı olamayan hastalara önermekteyiz ve genelde hastalar düzenli olarak zayıflamaktadırlar. Yapmanız gereken bu ilacı eczanenin önerisi ile değil bir hekime başvurarak kontrollü bir şekilde kullanmanızdır. Unutmayın ki verdiğiniz her kilo ile kalbinizin çalışması, kan basıncınınız, kolesterolünüz, hormon dengeniz biraz daha düzene girer ve en önemlisi de ölüm riskini azaltırsınız.

Aşırı zayıflamayın

Sağlık Bakanlığı, menopoz dönemini sağlıklı geçirmek isteyen kadınlara tavsiyelerde bulundu. Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı tavsiyelerde, menopozdan sonra bayanların aşırı incelikten kaçınmaları gerektiği vurgulandı. Menopoz döneminde, organizmada önemli değişiklikler oluştuğunun belirtildiği metinde, bu dönemde görülen en önemli sağlık probleminin Osteoporozisin (kemik erimesi) olduğu belirtildi.

Kadınların tutkusu yapay tadlandırıcılar

Günümüzde her 4-5 kadından birinin kullanmakta olduğu yapay tatlandırıcılar giderek şekerin yerini almaktadır. Şeker ve diğer enerji içeren tatlandırıcıların en önemli özelliği kısa sürede oluşturdukları fazla enerjidir. Günümüzde şeker ve tatlıların aşırı kalori içermeleri ve bunun yanı sıra teknolojinin bize sağladığı kolaylıklar bizleri giderek hareketsizleştirmiş ve bu hayat şekli beraberinde obesite (şişmanlık), diyabet (şeker hastalığı), kalp-damar hastalıkları gibi sağlık problemlerinin artmasına neden olmuştur. Bu tür hastalıkların tedavilerinde kullanılan birtakım ilaçların yanı sıra kişiye egzersiz ve diyet de önerilmektedir. Verilen diyetlerde amaç şeker ve şekerli yiyeceklerin kısıtlanması, özellikle diyabetlilerde tatlı algılama duygusunun azalmasıdır.
Enerji içeren ve enerji üretmeyen iki türlü tatlandırıcı vardır. Enerji üretmeyen tatlandırıcılar tüm dünyada geniş bir kullanım alanı bulmuştur. Birkaç çeşidi olan bu yapay tatlandırıcıların bir kısmı gebelikte ve bebeklerde kullanılamayacağı için bu tür maddelerin kullanımı uzman kişilerce belirlenmelidir. İdeal bir tatlandırıcı şekerin duyusal özelliklerini içeren kullanırken ve kullanıldıktan sonra ağızda metalik bir tat bırakmayan, hoş bir tada sahip olmalıdır.
İdeal tatlandırıcı ayrıca çözüldüğünde renksiz, kokusuz, suda çabuk eriyebilen, ekonomik, ısıya dayanıklı, kalorisi düşük olmalıdır. Sağlık açısından da emniyetli olmalıdır. Bu özelliklerin hepsine sahip bir tatlandırıcı henüz yoktur.
Piyasada bulunan yapay tatlandırıcılar kullanılarak hazırlanmış olan birtakım ürünlerin doktor önerisi ile kullanılması gerekmektedir. Özellikle diyabetli kişilerin yiyecekler hakkında yeterli bilgide olmaları gerekmektedir ve bu nedenle bu kişilerin mutlaka diyetisyenle görüşmesi gerekmektedir.

Parafinli ve alçılı zayıflama

İstanbul’da Ataköy 7-8 kısımda Beyhan Göksu ile Nurten Merdal’ın ortaklaşa açtıkları Natural Slimming Zayıflama ve Diyet Merkezi, modern cihazlarla hanımların hizmetinde. Merkezin ayda 7 kilo zayıflatan parafin banyosu büyük ilgi görüyor. Ayrıca alçıyla da vücut toplanıyor.

Komplo Teorisi

Diyet, kadınların sosyal açıdan denetimlerini ellerinde bulundurmak isteyen erkekler oligarşisi tarafından uydurulan bir şey. Kadınların gücünü kırmak isteyen erkek düzeni, kadını kendi vücuduyla uğraşmaya, hep onunla kavga etmeye yönlendiriyor. Zayıflama ilaçları, kadınları yavaş yavaş öldürüyor. Amaç son yüzyılda nüfus olarak artan kadınların sayısını azaltmak.

Zayıflamaya mucize iksir

BETTINA Kater adlı 29 yaşındaki kadın bir yıl önce 124 kiloydu. Şimdi ise bambaşka biri; tam 78 kilo. Bahçecilik üzerine eğitim gördüğü için şifalı bitkileri yakından tanıyan Kater, nane, rezene ve melisa otunu karıştırarak bir içecek yaptı ve maden suyu eklediği bu karışımı düzenli olarak içmeye başladı. Mucize karışım kısa sürede etkisini gösterdi ve Bettina diyet yapmadığı halde pantolonlarının bol gelmeye başladığını farketti.

On ayda 46 kilo verdi


Bettina hemen tartıldı ve iki haftada altı kilo verdiğini hayretle gördü. ‘‘Beslenme alışkanlığımı değiştirmediğim halde kilo vermek beni çok şaşırttı’’ diyor Bettina. Bunun üzerine muzice içeceği komşularına dağıtmaya başladı. Ve aynı mucize komşu evlerde de yaşandı, bütün kadınlar kilo verdi. Örneğin 34 yaşındaki Carmen Otto, iki haftada 132 kilodan 111 kiloya düştü. Otların dışında su da içeren ve formülü sır gibi saklanan ilacını Bettina bir doktora da kontrol ettirdi.

Doktor da onayladı


Doktor bitkilerin içerdiği yağların safra kesesi suyunu harekete geçirdiğini, böylelikle metabolizmanın uyumlu hale geldiğini saptadı. Bunun üzerine Bettina, b-01 adı altında içeceğin patentini aldı. İlaç, kısa süre sonra da eczanelerde satışa çıktı. Bugüne kadar 80 kişinin bu formül sayesinde zayıflamayı başardığı bildiriliyor. Bettina Kater'in 42.50 Mark'a satılan ilacını http://www.b-01.de internet adresinden temin etmek mümkün.

İştah kesen ilaçlar


Son yıllarda dünyada hızla artan zayıflama hastalığı ile birlikte iştah kesici ilaçların kullanım oranı da yükseliyor. Literatür dergisinde yayınlanan ve Fransa'da yapılan araştırmada 35 merkezden hipertansiyonu olan hastaların öyküleri ele alınmış. İştah kesici ilaçların, hipertansiyon olasılığını artırdığı belirlenmiş. Üç aydan fazla kullananlarda hipertansiyonla karşılaşma riski, yüzde 23 oranında.

Zayıflamada yeni moda!..

Kilo problemi yaşayanlar artık 1 saat boyunca “ata binerek” zayıflayacak. Antalya’da bir at çiftliğinde, fazla kilo problemi yaşayanlar için “ata binerek zayıflama” seansları başladı.

Antalya’da bir at çiftliğinde, fazla kilo problemi yaşayanlar için “ata binerek zayıflama” seansları başladı. Almanya’nın Hamburg kentinde 38 yıl yaşadıktan ve burada at biniciliği yaptıktan sonra Antalya’ya yerleşen Sosyolog Uğur Yavuzer’in, Yeşilbayır beldesinde kurduğu Or-Fe At Çiftliği’nde, kilo problemi olanların at üzerinde 1 saat boyunca gezerek kilo vermesi sağlanıyor. Yavuzer, yaptığı açıklamada, at üzerindeyken insan vücudunun sürekli hareket halinde olduğuna dikkati çekerek, “Bir insanın at üzerinde hareket halindeyken bütün yağ hücreleri sallanıyor. Bu işlem 1 saat boyunca yapıldığı zaman, terlemeden ve efor harcamadan yağların erimesi sağlanıyor. Düzenli olarak 1 saat ata binenler, ayda 5-6 kilo veriyor” dedi. Ata binen kişinin aynı zamanda vücudunu dik tutmak zorunda olduğunu da kaydeden Uğur Yavuzer, bir süre sonra vücudun da düzgün şekle girdiğini söyledi. Şu ana kadar yaptıkları çalışmalardan oldukça olumlu sonuçlar aldıklarını belirten Yavuzer, şöyle konuştu: “Atlar bir tek zayıflamaya değil, sosyal ve psikolojik sorunlar yaşayan insanlara da yararlı oluyor. Doğal meditasyon sağlıyor. İnsanı, ruhi ve bedensel bir rahatlama içine sokuyor. Bir kişi at üzerindeyken ne iş ne de başka bir şey düşünür. Sadece atla aralarında bir iletişim kuruluyor. Bu da kişileri günlük stresten uzaklaştırıyor”dedi.

Zayıflamada ilaç desteği
Çevreye bakıldığında kilo verme çabalarının çoğu kişinin ortak çabası olduğunu görüyoruz. Ancak bunu kolayca başaran çok az. Daha doğrusu, kilo vermeyi başaran çok da, istediği kiloda kalabilmeyi başaran az. Katı ve gerçekçi olmayan ‘‘mucize’’ diyetlerle kısa sürede kilo veriliyor ama bu diyetleri sürdürmek mümkün olmadığı için eski beslenme düzenine dönünce kilolar kolayca geri alınıyor. Bu kadar lezzetli yemeklere direnmek kolay olmuyor doğrusu.

Durum böyle olunca ilaç desteği aranmaya başlanıyor. Zayıflamada ilaç arayışları yeni değil. 1920'lerin başlarından beri bu arayışlar sürüyor. Tiroid hormonları, müshiller, idrar söktürücüler, efedrin, dinitrofenol ve amfetaminlerin değişik türevleri bu amaçla kullanıldı. Çoğu idrar söktürücü ve müshil etkili bitki kombinasyonları da denendi. Bunların çoğu, ya anlamlı ve kalıcı bir etki yaratmadığı ya da güvenli olmadığı için terk edildi. Bir süre önce dexfenfluramin ve phentermine (fen-phen) kombinasyona mücize gibi sarılındı ama kalp kapaklarında ciddi sorun yarattığının anlaşılması üzerine bu ilaç da yasaklandı.

Hekimlerin çoğu şişmanlığı tedavi etmek yerine şişmanlığın neden olduğu şeker, yüksek tansiyon, kan yağları (kolesterol vb.) yüksekliği gibi sorunlarla uğraşmayı tercih ediyor.

Ancak son zamanlarda, hastayı ciddi ölçekte zayıflatarak bu sorunları önlemek tercih edilmeye başlandı. Örneğin Amerika'da sürdürülen LOOK AHEAD kod adlı çalışma ve Avrupa'da sürdürülen XENDOS kod adlı çalışma, orlistat adlı etken maddeyi içeren Xenical adlı zayıflama ilacının kullanılmasıyla Tip 2 şeker hastalığının oluşumunun engellenmesinin mümkün olduğunu kanıtlamaya çalışıyor.

Çeşitli ülkelerde yapılan çalışmalar, yüksek tansiyonu kontrol altına alabilmek için, sigarayı bırakmak, spor yapmak gibi önlemlerin yanı sıra kilo vermenin de çok önemli etkileri olduğunu ortaya koydu.

Kolesterol gibi kan yağlarının yüksekliği halinde de hekimler hastaya kilo verme tavsiyelerinde bulunmaktadır.

Kilo vermenin bel ağrıları, diz eklemi aşınmaları gibi birçok sorunu önlemedeki önemi de tartışılmaz.

Görüldüğü gibi kilo vermeyle, birçok önemli sağlık sorununu henüz oluşmadan önlemek mümkün olabilecek.

Bu amaçla kullanılanlardan, beyindeki iştah merkezine etki edenler, tansiyon ve kalp atım hızında artışa yol açabildiği için bazen istenmeyen ve hatta tehlikeli olabilen yan etkilerin ortaya çıkmasına neden olabiliyor.

Uzmanlar bu nedenle, sistemik etkisi olmayan, etkisini sadece bağırsaklardan yağın emilmesini engelleyerek gösteren bir ilaçta yoğunlaşıyorlar. Xenical adıyla satılan bu ilaç bağırsaklardan yağın emilmesinde etkili enzimin çalışmasını engelleyerek, gıdalardaki yağın kana karışmasını engelliyor. Dışkıdaki yağ miktarına bağlı olarak yağlı ishaller görülebiliyor. Yenilen gıdadaki yağ miktarı arttıkça dışkıdaki yağ miktarı da artıyor. Bu da kişilerin beslenme düzeninde, neleri yemesinin daha doğru olacağını öğretmesi açısından da yardımcı olabiliyor.

Bu ilaçla yapılan bir çalışmada, vücut kitle endeksi 30 ile 43 arasında olan 430 aşırı kilolu kişi incelenmiş. İlk 4 haftada hızlı bir kilo azalması görülmüş. 6 ay sonunda, kişilerin yüzde 92'sinde, başlangıç kilolarının en az yüzde 5'i kaybedilmiş. Ortalama kilo kaybı yaklaşık 11 kg. civarında olmuş. Bir yılın sonunda çalışmaya katılanların yarısı, başlangıç ağırlıklarının yüzde 10'undan fazlasını kaybetmiş. Bu çalışma döneminde araştırmaya katılanların kan basınçlarında, kandaki kolesterol düzeylerinde ve göbek çevresinde önemli ölçekte azalmalar görülmüş. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi göbek çevresi ölçümü, vücutta birikmiş yağlar açısından önemli bir göstergedir. Artmış yağlar da ensülin direncine yol açarak, yüksek kan şekeri, yüksek kan basıncı, yüksek kolesterol düzeyi gibi sorunlara neden olmaktadır.

Birkaç günden beri anlatmaya çalıştığım, şişmanlığın önemli bir sağlık sorunu oluşturması konusuna herkesin önem göstermesi gerekiyor. Kalp krizi, felç, şeker hastalığı gibi sağlık sorunları oluştuktan sonra bunları düzeltmeye çabalamak yerine, önlem alarak sorunların ortaya çıkışını engellemek her zaman en doğru davranış biçimi olmaktadır.

Zayıflama ilaçları gerçekten etkili mi?
BEN 32 yaşında bir kadınım. Benim de kilo sorunum var. Diyet yapmaya çalışıyorum ama pek de kolay kilo veremiyorum.

Yakınımdaki eczanelerde bazı ilaçlar satıyorlar, bunlar vücudun yağ yakmasını artırıyorlarmış. Bunlardan kullanmamın bir yararı olur mu?

E.Ç / İSTANBUL

Vücudun yağ yakma yeteneğinin artırılması, tıp dilinde termojenik etki olarak adlandırılır. Bu şekilde etkisinin olduğu söylenen birçok ilaç çevrede satılıyor. Böyle bir etkinin geçekte olup olmadığı yolunda çeşitli araştırmalar yapılmış. Bu araştırmalardan birini yürüten Dr. McKim, bu ilaçların hemen hepsinin reklamlarında belirtildiği gibi bir etkisinin olmadığını öne sürüyor. Çok az sayıda ilaçta, yağların yerlerinden sökülmesi konusunda yardımcı olabilecek etki bulunduğu ancak bunun, sağlıklı metabolizması bulunan insanlarda, düzenli eksersizlerin yanı sıra bir miktar etkisi olduğu ve bu ilaçların da pahalı olduğu belirtiliyor. Uzmanlar yağ yakılması konusunda en etkili araçların su, oksijen, eksersiz ve dengeli bir beslenme olduğunu belirtiyorlar. Bunlardan ilk üçü neredeyse bedavaya elde ediliyor. Dengeli beslenme konusunda da uzmanlar, ‘‘Nasıl olsa bir şeyler yiyorsunuz, yediklerinize dikkat ederseniz, dengeli beslenmenin hiç de zor olamadığını görürsünüz’’ diyorlar.

Aktarlarda zayıflama çayına olan talep arttı
Aktarlarda zayıflama çayına olan talep arttı. Vücuttaki yağları eritip, mideyi tok tutan ve sindirim sistemini çalıştırıcı özelliğinden dolayı yaz mevsimine aşırı kilolarından kurtularak girmek isteyenler alternatif tıp ürünü zayıflama çayına yöneldi.



Aktarlar, içerisinde sinem otu ve kuşburnu gibi bitkiler bulunan zayıflama çayını doktorların da tercih etiğini söylüyor. 750-900 gramlık paketlerin 1,5 ile 2 milyon lira arasında satılan 'Zayıflama Çayı'ndan bir aktar haftada 150 paketten fazla satıyor.

Adana'da aktarlık yapan Ruhi ve Sema Eren çifti en çok sattıkları ürünlerin başında zayıflama çayı geldiğini söyledi. Eren çifti, yaz-kış tüm mevsimlerin en çok satan ürünü zayıflama çayını genelde bayanların tercih ettiğini vurgulayarak şunları söyledi: "Zayıflama çayını sadece sıradan vatandaş almıyor. Birçok doktor bile bunu tercih ediyor. Çünkü zayıflama çayı içinde yer alan bitkilerin ortak özelliği vücuttaki yağları eritiyor, mideyi tok tutuyor ve sindirim sistemini çalıştırıyor. Aynı zamanda C vitamini içeriyor."

Her öğünden önce bir su bardağı içilen zayıflama çayı ile bir ayda yaklaşık 5-7 kilo arasında zayıflanabildiği kaydedildi. 3 su badığı suya bir kaşık zayıflama çayının katılması ile yaklaşık bir dakika kaynatılan çay demini aldıktan sonra içilebiliyor. Aktarlar, günde 10-50 paket arasında değişen miktarlarda satış yaptıklarını belirtirken bir hatalık satışın 150 paketi geçtiğine dikkat çektiler. Bu arada 750-900 gram arasında paketlerde 1,5 ile 2 milyon lira arasında satılan Zayıflama Çayı içinde sinem otu ve kuşburnu gibi bitkiler bulunuyor.

Dahile Uzmanı Dr. Fazıl Yalçın ise tıpta kullanılan tüm ilaçları.ın hammaddesinin özünün bitkiler olduğuna işaret ederek, dünya sağlık ögrütünün zayıflamada kullanılan birkaç ilaca izin verdiğini ve daha sora bunları tekrar yasakladığına işaret ederek, "İştah kesici ilaçları. birçoğunun yan etkisi var. Ancak analiz yapılmadan satılan bitkiler hakkında birşey söylemek mümkün değil. Sağlık Bakanlığı'nın denetiminden geçmesi daha doğru olur. Bu ilacın içinde ne var ona bakmak gerekir." diye konuştu.

Zayıflama ilaçları'na güvenmeyin
Üreticilerin piyasaya sürdükleri zayıflama ilaçları'nın etkisinin sınırlı olduğunu belirten uzmanlar, beklenilen etkiyi görmeyince hastaların hayal kırıklığına uğradıklarını söylediler.


Bu gibi ilaçların bağımlılık yapma ihtimalinin de olduğunu söyleyen uzmanlar, "Piyasaya sürülen çeşitli zayıflama ilaçları bağımlılık yapmaktadır. Bu nedenle zayıflatıcı ilaçlardan medet ummamak gerekir" dediler.

Piyasada satışa sürülen ilaçların yan etkilerinin bulunduğuna dikkat çeken uzmalar, "Satışa sunulan zayıflama ilaçları iki grup altında toplanmaktadır. Bu ilaçların şişirme ve açlık bastırıcı özelikleri vardır. Şişirme özellikli ilaçların şişkinlik meydana getirici maddeleri sayesinde kişinin yemek yeme isteği kalmamaktadır. Fakat bu kesinlikle ispatlanamamıştır. Açlık bastırıcı ilaçlar da kişinin iştahını keserek beyni bu yönde etkilemektedir" dediler. Bazı doktorların kullanılan bu ilaçları aşırı şişman ve diyet yapmakta güçlük çeken hastalar üzerinde denediklerine dikat çeken uzmanlar, açlık bastırıcıların şişmalık tedavi etmede başarılı olmayacağını, çünkü uzun süreli etkilerinin bulunmadığını da sözlerine eklediler.

Zayıflama ilaçları'nı Önerir Misiniz?

Soru: iyi günler.yirmi dört yaşında bir kızım.almş altı kiloda ,166 boyundayım.biraz kilo vermek istiyorum,spor icin vaktm yok.ben zayıflatan kapsül ilac aldım.adı cıaone.kullanmakta terettüt ettim.sizce ne yapmalıyım.

Cevap:

Merhabalar, Dünya Sağlık Örgütü'nün şu an onay verdiği 2 adet zayıflama ilacı vardır. Hatta bunlardan birisi geçtiğimiz yıl hekime danışmadan bilinçsizce kullanım sonrası dünyada 34 kişinin ölümüne yol açtı. O nedenle şimdilerde endokrinolog tarafından reçete edildiği taktirde alınması önerilmektedir. Diğerini ise dahiliye uzmanı da yazabilmektedir. Ancak eczanelerde peynir-ekmek gibi satılan bu ilaçların bazı yan etkiler doğurabileceğini unutmayınız. Etkisi olan her şeyin bir de yan etkisi vardır. Tolere edemiyorsanız faydadan çok zarar verebilir. Zaten zayıflama ilaçları'nın kullanımında bazı kriterler aranmaktadır. Boy ile kilonuz arasındaki ilişki değerlendirilir, diyet ve egzersiz ile tedavide sonuç alınamaz ise 3. aydan sonra ilaca geçilebilir. O nedenle bence o ilacı kullanmadan bir hekim veya diyetisyene başvurmanızda yarar vardır.

Herbalife Ürünleri İle Diyet?

Soru: mrb. ben 28 yaşında evli bir bayanım.85 kiloyum ve boyum 170 cm bütün diyet prg. uyguladım dengesiz beslendiğim için veremedim.piyasada olan xenical ve reductil diye zayıflama ilaçları duydum.fakat çevremdekiler herbalife diye bitkisel olduğunu söyledikleri bir malzemeden bahsediyorlar çalışan bir bayanım ve evliyim ama çocuğum yok.çok yoğun bir iş tempom var haftasonları bile çalışıyorum diyebilirim.spor yapmama bile fırsatım yok.benim sizden isteğim bu zayıflama ilaçları'nımı yoksa herbalife'mı öneririsiniz.fakat hepsinin yanetkilerinden korkuyorum sizce ne yapmalıyım

Cevap:

Merhaba efendim, öncelikle sorunuz için teşekkür etmek istiyorum.Bitkisel, %100 doğal diye tanımlanan pek çok üründe bile sayısız yan etkiler görülebilmektedir. Herbalife Dünya Sağlık Örgütü tarafından onay almamış bir üründür. Kesinlikle çok SAĞLIKSIZDIR. Hekim kontrolünde alınmadığı taktirde Xenical BAĞIRSAK KANSERİ'ne, Reductil ise ÖLÜM'lere yol açmaktadır. 3 ay diyet ve egzersize sonuç alınamadığı taktirde dahiliye uzmanı hatta endokrinolog kontrolünde önerilebili. Sakın arkadaşınızın önerisi ile vs başlamayın. Mutlaka bir uzmana görünün, sağlığınızla oynamayın. Kesinlikle bu ilaçların şakası yoktur. Uzman hekim ve diyetisyen kontrolünde sonuç alabilirsiniz.

Zayıflama İlaçları Yararlı Mıdır?
Soru: merhaba ;
Size bir konu hakkında danışmak istiyorum. Piysada recetesiz satılan ve şuanda internette bolca reklamları olan zayıflama ilaçları'nın insana zararları hakkında bilgi almak istiyorum. Kız arkadaşım internetten LİDA diye bir zayıflama hapı duymuş ve kullanmak istiyor. Kız arkadaşımın boy ve kilo cetvelinde hesaplamalara göre yaklaşık 5 veya 6 kilo fazlası gözüküyor. Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.
Cevap:

Merhabalar,

Zayıflama ilaçları ilgili uzman doktor tarafından kullanılmadıkları taktirde ağız kuruluğu, dışkı tutamama, yağlı dışkı, ishal, uykusuzluk, huzursuzluk, yüksek tansiyon, bağırsak kanseri, ölüm gibi sonuçlara neden olmaktadır. Piyasadan toplatılan 8-10 adet ilaç da zamanında katarakt, bağımlılık ve ölüm gibi sonuçlar doğurmuştur. Şu an Dünya Sağlık Örgütü'nün önerdiği 2 farklı etken madde ile sonuç veren 3 firmanın ürünü mevcuttur. Bunlar de
muhakkak ilgili uzman doktor (dahiliye uzmanı veya endokrinolog) tarafından alınmalıdır. 3 ay diyet ve egzersiz ile sonuç alınamadığı durumlarda kullanılmaları gerekmektedir. Kişi kendi başına veya arkadaş tavsiyesi ile almamalıdır. Sağlığımız bu kadar da ucuz olmamalıdır. Lİ - DA denilen ürün mavi - yeşil alg denilen yosunlardan elde edilmektedir ve iştah baskılayıcı özellik göstermektedir. Kişi az yiyerek vücuttan su ve kas kaybetmekte;
böylelikle kilo verilmiş imajı yaratmaktadır. Halbuki aç kalarak kilo verilmez, vücut daha da yağlanır. Obezitenin tanımı; vücuttaki yağ fazlalığı olduğuna göre bu işi aç kalmadan, biraz besin alımını kısıtlayarak, biraz da hareketi artırarak sonuç alma yoluna başvurulmalıdır.

O ürün %100 doğal veya bitkisel olarak tanımlanır. Ancak iyot içerdiği için tansiyon artışına, uykusuzluğa, kalp ritminde bozukluğa yol açabilir. Tiroid hastaları için son derece zararlı olabilir. Herkeste aynı olumlu etkiyi gösterecek değildir. Bana kalırsa düzenli yürüyüşler yapmak en ucuz, en doğal tedavi yöntemidir. Gerekirse bir diyetisyenden destek almak çok daha sağlıklı olacaktır. Ben şahsen danışanlarıma bazı denemeler yapmadan beslenme desteği vermiyorum. Bu ürünler diyet ve egzersize ilave olarak kullanılır. Tek başına etkinlikleri yoktur. Etkinlik gösterse de kalıcı olmamaktadır.

Sağlıklı günler dilerim...

Zayıflamak İstiyorum. Nasıl Kilo Verebilir ve Yemeyi Nasıl Azaltabilirim?

Soru:

1.63 Boyundayım ve 72 kilodayım şuan. Daha önceleri 65-63 kilolar arasındaydım. Hayatımda ilk ve son kez 58 kiloya düşmüştüm. Şuanda bu kiloya düşmek hayal gibi geliyor. Moral bozukluğunda, mutsuzluğumda atıştırmalarım o kadar fazla oluyorki, bunun sebebini bilsemde atıştırmalardan vazgeçemiyorum. Nefsime hakim olamıyorum. Bir ara yürüyüş yaptım 1 ay kadar falan ama oda sıkıcı gelerek bıraktım. Kadın hastalıklarımda da problem olduğu için 2-3 ay regl olmadığımda bu atıştırmalar bir krize dönüşüyor. Yani kısacası bana 15 kilo verdirecek bir ilaç ne bileyim bir iksir :)) varmıdır, yada beslenme programı önerebilirmisiniz, uyabilirsem tabi. Şimdiden cevabınız için teşekkür eder, Saygılar sunarım.

Cevap:

Merhaba,

Sürekli vücut ağırlığı olarak 63-65 kilodan bahsetmişsiniz. Yaşınızı belirtmemişsiniz ama 35 yaş ve üzeri için bu ağırlık ideal. Eğer ki daha genç iseniz; yine de sağlık problemi yaratmayacak, ancak subjektif yönden birkaç kilo ağırlık fazlalığının olduğu (estetik) bir durumdan söz edebiliriz. Ancak şu anki 72 kilo, sizin “duygusal yiyici” olmanız ve 2-3 ay regl olamamanız artık ağırlık artışının önüne geçmeniz gerektiğini gösteriyor. Fakat vücudumuzda metabolik olarak bir “ayar noktası” vardır. Sadece spor ile veya sadece diyet uygulayarak vücudunuzun alışmış olduğu ağırlığın altına düşerseniz (sizin 58’lere inmeniz gibi) vücut bu durumu “açlık” yani “kıtlık” olarak algılar ve yediklerinizi depolama yoluna gider. Tıpkı bizlerin sular kesildiğinde depo ettiğimiz suyu kullanıp, suyun geri gelmesi ile birlikte depoyu doldurup hatta yedekleme yapmamız gibi. Tahminimce spor ve diyeti bir araya getirmeden 58 kiloya inerek vücudunuzu “açlıktan ölme” paniğine sürüklediniz ve sonrasında metabolizmanız da tekrar aç kalmanız durumunda daha hazırlıklı olmak adına kilonuzu 72’lere çıkarttı. Önerim, bu konuda bir uzmandan yüz yüze eğitim alarak programlı ve yavaş bir şeklide kilo vermeniz. Bu iş maalesef zayıflama çayları, zayıflama eşofmanları veya limonlu, ılık su içmekle çözümlenemiyor. Çabuk verilen kiloların çok çabuk geri alınacağını asla unutmayınız. Hedefiniz haftada 0.5 – 1 kg. kaybetmek olmalıdır. Bu konuda çıkartılan zayıflama ilaçları'nın hiçbirisi tek başına etkin değildir ve diyetle uygulanması gerekmektedir. Zaten dahiliye uzmanı önerisi olmadan kesinlikle satın almayınız. Hem sağlığınız hem de bütçeniz açısından sizi sıkıntıya sokar. Unutmayalım, bu iş biraz boğazı kısarak, biraz da spor yaparak çözümlenebilmektedir. 35 - 60 dakikalık tempolu yürüme, hafif tempoda koşma, bisiklete binme, yüzme, jimnastik veya aerobik tarzı egzersizler sizi hedefe yaklaştıracaktır. Yağ dokusunda önemli bir kayıp için egzersiz programının en az 2 ay sürdürülmesi gerektiğini unutmayınız. Son olarak adet düzensizlikleri için bir jinekolog ile görüşmenizde fayda görüyorum. Bir diğer önemli nokta; kitle iletişim araçlarından (medya, internet vs) veya arkadaştan temin edilen bir diyet size uygun olmayabilir. Diyet Kişiye Özel’dir. Herkesin metabolizması farklıdır. O nedenle size maalesef mail aracılığıyla bir program veremiyoruz efendim. Sık sık, azar azar beslenmeniz ve öğün atlamamanız gerekmektedir. Ağır öğünlerden, açık büfelerden uzak durunuz. Stresli olduğunuz vakit yürüyüş yapınız. Kan şekerinde ani dalgalanmalar yaratacak şeker ve şekerli gıdalardan (bal, reçel pekmez, çikolata, pasta...) uzak durmanız, enerji değeri yüksek, ancak hiçbir besleyici değeri olmayan kızartılmış besinlerden, kaymak, krema, mayonez, kuruyemiş gibi yağlı yiyeceklerden uzak durmanız gerekmektedir. Bol bol su içiniz... Size bu konuda başarılar dilerim.

  Zayıflama ilaçları gerçekten etkili mi? hakkinda aciklamalar Zayıflama ilaçları gerçekten etkili mi? konusunda bilgiler.
Anahtar Kelimeler:Zayıflama ilaçları ,Zayıflama ilaçları sağlıklı mı ,Zayıflama İlacı ,zayıflama ilaçlarının yan etkileri, zayıflama ilaçları zararlımı ,zayıflama ilaçları listesi
Elimin hic ayari yok; yaklasik 15 cd ile birlikte Model’i de aldim, sozlerini degil belki ama, muziklerini begeniyorum. Bi Starbucks’ta minicik bir masaya oturdum kucucuk bi yerde, oturdugum yerin aksine kocaman bir chai tea latte yudumluyorum bir elim cenemde, digeri telefonuma bu satirlari yaziyor. Masamda CDlerden biri: Zuğaşi Berepe – Denizin Cocuklari… Planladigim nerdeyse hicbir seyi yapmamama ragmen su ana kadar sahane bir hafta sonu gecirdim… İstiklal Caddesi boyu yururken uzun zamandir ilk kez boynumda fotograf makinem asili gibiydi, vizorden bakar gibiydim biri bana fotograf cekmeden donme demis gibi…18 Aralik 2011, bazen ne acayip sey su hayat…

Çağrışım, beynimizin doğal bir döngüsüdür.
Bir kitap okursunuz, bir film izlersiniz, kürsüden okunan bir şiir duyarsınız, bir sanat eserini görürsünüz ya da o sanat eserini artık göremezsiniz. Bir köşe yazısı okursunuz ya da köşe yazarını artık o köşede okuyamazsınız. Bir siteye girersiniz ya da o siteye giremezsiniz…
“Bir kitap okudum ve hayatım değişti” diyenleri hatırlayın. Söylemeye çalıştıkları, sadece kitabın kendi içeriğinden etkilenmek değil, o içeriğin kendi hayatındaki gerçeklere yansıması ve o yansımaların doğurduğu çağrışımların vuruculuğu.
Bugün bir video izledim. Yukarıda saydıklarım nasıl beynimde birçok noktayı bağlamış, birçok ilişkiyi açığa çıkarmışsa, bu da öyle oldu.
Yani yapacağım bir çağrışımdan ibaret. Sadece o kadar. Daha fazlası değil.

Mutlu bir insan gördüğünde gizliden üzülen insanlarız biz. O mutlu olan, gözleri gülen en sevdiklerimizden biri olsa bile. Biz buyuz.
Planlarımız var bizim. Hiç kimsenin bilmediği ve bizim de öğrenmelerini hiç istemeyeceğimiz. Görünürken en sevilesi yanımızı ortada bırakıyoruz, bakmıyorlarken en sinsi yanımız sivriliyor.
İnsanoğlu denilen şey bu en temelde. Hayatımız boyunca da bunu inkar etmek ve kabullenilmek için uğraşıp duruyoruz. Buyuz.
Geçen yıl, sosyal medya ve körüklediği ego krallıklarından bahseden bir yazı yazmıştım. Son dönem insanının, ekranların kölesi ve sadece kendine aşık bir canlı olup çıktığına değinmeye çalışmıştım.
O yazıyı bitirirken kendime not düşmüştüm. Aslında, bu özellikler sadece sosyal medyada değil, onunla hiç tanışmamış, sıradan insanlarda da farklı şekillerde kendini gösteriyordu. Bu, genele yayılmış olan benci duygu ile ilgili bir şeyler karalamalısın demiştim kendime. O gün bu günmüş.
“Ben”den bağımsız hiç ama hiçbir şey yapmıyoruz aslında. Sevmek, yardım etmek ve o bütün “iyilik” kelimesi içine sığdırdıklarımız bile buna dahil.